|
|
Evet. Ankilozan spondilit bazen gözleri, akciğerleri ve kalbi etkileyebilir. Ama bunlar hayati tehdit edici özellikte değildir. Ankilozan spondilit gözü nasıl etkiler? Ankilozan spondilit kalbi nasıl etkiler? Ankilozan spondilitin kalbi etkilemesi nadiren olmakla birlikte bazı vakalarda görülen bir durumdur. Bu yüzden birçok vakada hafif şiddette yaşanan tutulum çok kez tespit bile edilmez. Ankilozan spondilit aort kapağının sızmasına yol açabilir ve elektriksel iletimi etkileyebilir. Ancak bu problemler hasta tarafından şikayet olarak hissedilmez. Ankilozan spondilit akciğerleri nasıl etkiler? Ankilozan spondilit kişide direk olarak akciğer enfeksiyonuna neden olmaz. Ama kaburga eklemlerini ve kaburgalararası kasları etkilediğinden nefes almak, hapşırmak, öksürmek veya esnemek ağrılı olabilir. Kendini iyi takip eden vir kişi diğer ağrılarla birlikte yaşadığı bu değişikliği hissedebilir. |
Çok nadir durumlarda oluşan deformasyonları düzeltmek amacıyla gerekebilir. Hastaların bir kısmının kalça protezine ihtiyaç duyar. Nadir durumlarda omurganın ve boynun daha dik durmasını sağlamak üzere ameliyat gerekebilir. |
“1985 yılından beri romatizmal ağrılar çekmekteydim. Daha önce de dizlerimde hafif ağrılar oluyordu. Ancak 1985 yılındaki kalçamdaki ağrıyla birlikte aksayarak yürümeye başladım. Önceleri aspirinle geçen ağrılarım artık geçmiyordu. Doktora gittim, Proksikam isimli bir hap verdi. Kullanınca ağrılarım hafifledi. Bu ilacı her gün kullanarak 1991 yılına kadar devam ettim. Ancak artık onu kullansam da ağrılarım artmıştı. Kalçamdaki ağrı belime ve omuzlarıma yerleşmişti. Bu ilaç da tesir etmez olmuştu. Sabahları yatağımdan eşimin yardımıyla kalkar olmuştum. Eklem tutukluğu, aksayarak yürüme gibi şikayetlerim olmuştu. Biraz hareket edince bu ağrı hafifliyordu, ama geçmesi ne mümkün. Çorabımı dahi zorlanarak giyiyordum. Bunun üzerine hastaneye gittim. Filmler çekildi ve sakro-iliak eklemlerde hafif daralma olduğu görüldü. HLA-B27 testi pozitif çıktı. Sedimantasyon değeri 110’a çıkmıştı. Hemen hastaneye yatırıldım. Üç hafta fizik tedavi gördüm. “Endol” kapsül kullandım. Ağrılarım büyük oranda azaldı. Normal olarak yürüyebiliyordum. O zamandan beri Endol kullanarak idare ettim. Hastanede doktor bey hastalığımın ankilozan spondilit olduğunu söyledi. Bu ilacı devamlı kullanmam gerektiğini ve kültür fizik hareketlerini devamlı yapmamı tavsiye etmişti. 1997 yılında bir televizyon programında Dr.İsmail Maraş beyin akupunktur hakkında konuşmalarını izledim. Akupunktur tedavisinin, hem de ilaç kullanmadan, romatizmal dahil bir çok hastalığa iyi geldiğini söylüyor, ayrıca hiçbir yan etkisiniin olmadığını açıklıyordu. Bu konuşma dikkatimi çekti. Bunun bir sebebi; ben de 1990’lı yıllarda akupunktura benzer bir yolla patateslere iğne batırıp elektrik akımı uygulayarak ilk defa patates yumrularında dormonsiyi, yani uyku halini kaldırma metodunu başarmış ve dünya literatürüne (science citation index ) girmiştim. Diğer sebebi ise ilaçların yan tesiri olduğunu biliyordum. “Ne zamana kadar bu ilacı kullanıcağım?” diye kendi kendime soruyor, cevap bulamayınca da karamsarlığa kapılıyordum. Akupunktur tedavisini denemeye karar verdim. 1997 Ağustos ayında Dr.İsmail Maraş’ın kontrolünde 20 seans tedavi gördüm. Tedaviye başlarken zamanla ilacı bırakabileceğimi söylemişti doktor. Şu anki halimi merak mı ediyorsunuz? Söyleyeyim. Beş aydır ilaç kullanmıyorum. Ağrılarım tamamen geçti. Kendimi gayet rahat hissediyorum. Allah’a şükür ilaçsız yaşamanın sevinci içindeyim. Tabii ki Dr.İsmail Maraş ve ekibine teşekkürlerimi sunuyorum.”
|
Maraş Akupunktur ve Lazer Tedavi Merkezi |